25 Şubat 2019 Pazartesi

Sen Benim Belalım!

Turkish Airlines Euroleague'de bu hafta oynanan Anadolu Efes - Olympiacos maçı ile birlikte bu iki takımın zirveye çıktığı bir istatistiğe daha şahit olduk. Artık hemen herkes tarafından bir "Euroleague Derby" olarak kabul edilen bu eşleşmenin tarafları 2000 yılında kurulan modern Euroleague sürecinde toplamda 38. kez karşı karşıya geldiler ve bu alanda zirvenin sahibi olan Olympiacos - Baskonia eşleşmesini sayı olarak yakalamış oldular. İki tarafın da yıllar içinde sevindiği ve üzüldüğü çokça maç olsa da bu sayının bu denli olmasında tabi ki 2013 ve 2017 yıllarında oynadıkları ve 5. maçlara uzayan epik playoff serileri olduğunu da hatırlamak gerekir. Yakın geçmişte oynanan bu serileri malesef Yunan temsilcisi kazanmış olsa da, bu 38 maç içinde belki de en unutulmazlarından biri olan ve Efes'in deplasmanda 51 sayı farkla kazandığı efsane maçın yeri ayrıdır! Maçın videosunu aşağıda bulabilirsiniz:



20 Aralık 2018 Perşembe

Eyvah! Yine 71 Attık!

Geçtiğimiz sezonun 7 Days Eurocup şampiyonu olarak bu sezon tekrar Turkish Airlines Euroleague sahnesinde yer almaya hak kazanan temsilcimiz Darüşşafaka Tekfen'in sezon başı kurduğu kadro yapısı ile Euroleague'de zirveye oynayacak bir takım olmayacağı zaten biliniyordu. Sezon ortasında ise lige bakıldığında kadro kalitesi olarak daha yakın olan Gran Canaria, Buducnost Voli ve Bayern Münich yapmasını beklediğimiz alt sıra mücadelesinde malesef geri kaldığını görüyoruz. İlk 13 hafta sonucunda sadece 1 galibiyet alabilen ekipte geçtiğimiz hafta göreve gelen Selçuk Ernak'ın bu durumu biraz olsun değiştirecek etkiyi yapması bekleniyor. Ancak koçun bunu yaparken aşması gereken bir görünmez engel daha var gibi...

13 maçta sadece 1 galibiyet alan bu takımın maçlarına tek tek bakıldığında aslında daha fazla kazanılabilecek maç olduğunu ve bu noktada kazanma noktasına gelen maçların tuhaf bir şekilde "71 Sayı" barajına takıldığını söylemek çok da yanlış olmasa gerek. Sınırlı sayıdaki taraftar desteğine rağmen içeride oynanan toplam 7 maçta da son birkaç dakikaya ya önde ya da maça ortak şekilde giren Daçka bu maçların tam 5 tanesinde maçı 71 sayı atarak tamamladı! 88 ve 92 atılan Milano ve Efes maçlarını ayırır isek, 71-63 kazanılan Buducnost maçı dışında kaybedilen 4 maçta da atılan 71 sayı, aslında savunma anlamında başarılı denebilecek bu maçlarda toplamda 18 sayı farkı ile bize birden fazla galibiyet sayısına aslında ne kadar yaklaştığımızı gösteriyor!

Özellikle sene başında hedef maç olarak gösterebileceğimiz Gran Canaria ve Maccabi maçlarını kaybetmek ve maç sonunda bu tarz psikolojik bir engel ile karşılaşmanın verdiği sıkıntı kötü olsa da, sezonun geri kalanında özellikle yine iç sahada oynanacak Khimki, Baskonia, Bayern Munich gibi karşılaşmalarda galibiyet olasılığı bu oyun performansı devam ettiği sürece halen yüksek gözükmekte. Bu aşamadan sonra prestij mücadelesi verecek olan Daçka'nın daha güçlü takımlara karşı alacağı ekstra her galibiyetin ise playoff mücadelesi veren Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes için ne kadar fayda sağlayacağını da unutmamak ve desteğe devam etmek gerekir! 


22 Mayıs 2018 Salı

Her Sene Olmaz...

Evet; hepimiz bu Pazar akşamı kaybedilen final sonrası üzüldük; moralimiz bozuldu. Sonuçta sezon performansı itibariyle bakıldığında bu şekilde bir kötü oyunla kaybetmek pek beklemediğimiz bir durumdu diyebiliriz; ama işte Final Four dediğimiz de tam da bu değil mi zaten? Euroleague yönetiminin elindeki en değerli ürünün bu şekilde her daim süprize ve bilinmezliğe açık olması, tek maçın büyüsü vs...

İşte tam da bu yüzden, "bu arenada üstüste 4. kez bulunuyor ve 3.kez final aşamasına gelebiliyor olmak gerçek büyüklük ve başarı göstergesidir" bunu bir kez daha hatırlamamız ve kaybedilen finalin etkisinden çıkarak bu çok başarılı sezonun analizini bu şekilde yapmamız gerekiyor! Unutmayalım ki mevcut düzende bu yüzden başarının gerçek hedefi şampiyon olmak değil Final Four yapmak olarak belirleniyor ve dile getiriliyor her sezon başında. Bu sezon da Fenerbahçe Doğuş bu hedefi artık bize kolaymış gibi gösterdi ve yatırımlarının karşılığını bu sezon da çok rahat bir şekilde aldı, daha 5 yıl öncesinde bu arenada yer alabilmek Türk takımları için Kaf dağının arkasında gibi görünmüyor muydu? Unutmayalım...

Bu görüşü daha gerçekçi kılmak ve olası hayal kırıklığını minimumda tutarak hem basketbol camiasında hem de toplumda yükselen pozitif havayı (Eurocup şampiyonluklarını da katarak) kaybetmemek adına aşağıda 2 büyük takıma dair ufak bir hatırlatma yapmak istiyorum. Umarız ki Pazar akşamı birçok meydanda finali canlı izleyen halkımız, mağlubiyet sonrası bir başarısızlık moduna girerek başarıyla ve iyi yönetimlerle yükselen ilginin düşmesine müsaade etmez. Seneye yine bu arenada buluşmak ve bu heyecanı tekrar hep birlikte aynı ilgiyle yaşamak ümidiyle! Tebrikler Fenerbahçe Doğuş!

İstatistikler:

- Son Şampiyon Real Madrid : Son 8 sezonda 6 kez Final Four, 2 şampiyonluk, kaybedilen 2 final!
- CSKA Moskova : Son 17 sezonda 16 kez Final Four, 3 şampiyonluk, kaybedilen 3 final!


14 Kasım 2017 Salı

Avrupacılar vs Ligciler!


2017-2018 sezonunun basketbol ligleri ve kupaları için de başlaması ile birlikte yeni sezon hazırlıklarını tamamlayan takımlar iddiaları doğrultusunda ilk sonuçları almaya ve durum değerlendirmesi yapmaya başladılar. Basketbol Süper liginde ve Avrupa kupalarında ilk 5-6 maç sonunda alınan sonuçlar özellikle iki takımımız için ilginç bir hal aldı. 

Buna göre sezona pek de iddialı bir kadro ile başlamayan Anadolu Efes'in Turkish Airlines Euroleague'de ilk 5 maçta alınan üst üste mağlubiyetler sonrası ilk galibiyetini 6.maçta alabilmesi, fisktürü de düşününce (Real Madrid-CSKA-Fenerbahçe maçları) pek de anormal bir durum olarak düşünülmeyebilir. Buna karşılık son dönemde rekabet ve kalite açısından Avrupa'nın en iyisi olduğu kesinleşen Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi'nde durumun tam tersine ilk maçta alınan Pınar Karşıyaka mağlubiyeti sonrasında üst üste gelen 5 galibiyet, (Fenerbahçe ve sezonun flaş takımı Eskişehir Basket maçları dahil) en azından lig için işlerin iyi gittiğini gösteriyor. 

İlk 6 Lig haftası sonunda Anadolu Efes'i ligde yenebilen tek takım olan Pınar Karşıyaka ise ligin ilk haftasında alınan bu önemli galibiyet sonrasında üst üste ligde 5 mağlubiyet aldı ve uzun süre sonra ligde düşme potasına geriledi. Sezon başında yaşanan ekonomik sıkıntıların da sebebiyle yola 4 yabancı ile çıkan ancak başarılı koç Trifunovic ile sezona hazırlanan takımda ligdeki bu kötü gidişatın aksine Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde ise ilk 5 maçta başarılı bir durum gözüküyor. Grupta 5 maçta alınan 4 galibiyet ve özellikle Sassari ve Murcia deplasman galibiyetleri Karşıyaka için bu sezon da Avrupa'da uzun bir sezon geçeceğine dair bir işaret olarak nitelendirilebilir. 

29 Mart 2017 Çarşamba

En Kritik Virajda...

Turkish Airlines Euroleague'de son 2 maça girilirken artık playoff potası da şekillenmeye ve son halini almaya başladı. Sezonun en kritik dönemine girilirken vitesini artıran takımlardan bir tanesi de ne mutlu ki temsilcimiz Anadolu Efes oldu. Öyle ki sezonun 20. haftasında playoff potasından da uzaklaşmaya başlayan ve daha ötesinde kalp kırıcı mağlubiyetlerle (Panathinaikos ve Barcelona deplasmanları) moral anlamında çöken takımın kalan 8 maçta aldığı 7 galibiyet yeniden ayağa kalkışı ve playoffu sondan 3.maçta garantilemeyi sağladı.
Ligin ikinci yarısında belirgin bir fikstür avantajı olduğunu bilmemize rağmen yıllardır en büyük sorunu istikrar olan bir takımın kağıt üzerindeki avantajı sahaya dökmesi de sevindirici oldu. Bu sebeple 25. haftadaki kalp kırıcı Bamberg mağlubiyeti de bu istikrarı biraz olsun gölgeleyen ancak hedeften sapmaya sebep olmayan bir yol kazası olarak görülebilir. Özellikle son haftalarda düşük performans sergileyen diğer temsilcimiz Fenerbahçe karşısında alınan galibiyet Efes'in Euroleague sahnesinde rakibine karşı aldığı ilk galibiyet oldu hem de girdiği zorlu virajın belki de son metrelerinde müthiş bir manevra ile sağ salim çıkmasını sağladı. Umarız muhtemelen 6 veya 7. sıralardan girilecek playoff sürecinde de bu yakalanan güzel hava devam eder.
 
Son haftalarda umut veren performansa dair kısa birkaç not düşecek olursak aşağıdaki maddeleri yazabiliriz:
- Alex Kirkin gelişi ile pota altında 2.nitelikli bir pivot opsiyonunun oluşması ve Dunston'ın enerjisinin tasarrufu.
- Cotton'a göre daha kalıplı ve güçlü olan Brandon Paul'un beklenen seviyede performans vermesi.
- Kritik maçlarda Doğuş Balbay'ın nitelikli süre alarak yeteneğine uygun şekilde kullanılması ve hedeflenen gizli avantajı ortaya çıkarması.
- Thomas Heurtel'in benchten belirli sürelerde gelerek gerektiği yerde skor katkısı vermesi ve oyunu zorlamak yerine tersine sıkışıklığı açan bir x faktör olarak kullanılması. 
 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...